VEDA HUTBESİ
(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)
Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.s.) Vedâ haccýnda, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlý devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasýnda 124 bin Müslümanýn þahsýnda bütün insanlýða þöyle hitabetti.
Bismillahirrahmanirrahim
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardým isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artýk onu kimse saptýramaz. Sapýklýða düþürdüðünü de kimse hidâyete erdiremez. Þehâdet ederim ki; Allah'dan baþka ilâh yoktur. Tektir, eþi, ortaðý, dengi ve benzeri yoktur. Yine þehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. "
Ey Nâs!
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacaðým.
Ýnsanlar!
Bu günleriniz nasýl mukaddes bir gün, bu aylarýnýz nasýl mukaddes bir ay, bu þehriniz Mekke nasýl kutsal bir þehir ise, canlarýnýz, mallarýnýz, nâmus ve þerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.
Ashâbým!
Yarýn rabbýnýza kavuþacaksýnýz. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksýnýz. Sakýn benden sonra eski sapýklýklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayýnýz. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da iþitenden daha iyi anlayarak hýfzetmiþ olur.
Ashâbým!
Kimin yanýnda bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeþidi kaldýrýlmýþtýr, ayaðýmýn altýndadýr. Fakat aldýðýnýz borcun aslýný ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uðrayýnýz. Allah'ýn emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktýr. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayaðýmýn altýndadýr. Ýlk kaldýrdýðým fâiz de Abdülmuttalib'in oðlu amcam Abbas'ýn fâiz alacaðýdýr.
Ashâbým!
Câhiliyet devrinde güdülen kan davalarý da tamamen kaldýrýlmýþtýr. Kaldýrdýðým ilk kan davasý, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarýmdan Hâris'in oðlu) Rabîanýn kan davasýdýr.
Ey Nâs!!
Kadýnlarýn haklarýný gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanýzý tavsiye ederim. Siz kadýnlarý Allah'ýn emâneti olarak aldýnýz. Onlarýn nâmus ve ismetlerini Allah adýna söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadýnlar üzerinde hakkýnýz, onlarýn da sizin üzerinizde haklarý vardýr. Sizin kadýnlar üzerindeki haklarýnýz, âile nâmusu ve þerefinizi kimseye çiðnetmemeleridir. Eðer onlar sizden izinsiz râzý olmadýðýnýz kimseleri âile yuvanýza alýrlarsa, onlarý hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadýnlarýn sizin üzerinizdeki haklarý ise, örfe göre her türlü (meþru ihtiyaçlarýný), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Mü'minler!
Size iki emânet býrakýyorum. Onlara sýmsýký sarýldýkça yolunuzu hiç þaþýrmazsýnýz. Bu emânetler, Allah'ýn kitabý Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.
Ey Nâs!
Devâmlý dönmekte olan zaman, Allah'ýn gökleri ve yeri yarattýðý günkü duruma dönmüþtür. Bir yýl, l2 aydýr. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardýr.
Ashâbým!
Bugün þeytan sizin þu topraklarýnýzda yeniden nüfûz ve saltanatýný kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiþtir. Fakat size yasakladýðým bu þeyler dýþýnda, küçük gördüðünüz þeylerde ona uyarsanýz, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalýnýz.
Mü'minler!
Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbýnýz birdir, babanýz birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratýlmýþtýr. Hiç kimsenin baþkalarý üzerinde soy sop üstünlüðü yoktur. Allah katýnda üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanýn kardeþidir. Böylece bütün müslümanlar kardeþtir. Gönül hoþluðu ile kendisi vermedikçe, baþkasýnýn hakkýna el uzatmak helâl deðildir. Ashabým! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakký vardýr. Bu nasihatlarýmý burada bulunanlar, bulunmayanlara teblið etsinler.
Ey Nâs!
Cenâb-ý Hak Kur'an da her hak sahibine hakkýný vermiþtir. Mirâsçý için ayrýca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döþeðinde doðmuþsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardýr. Babasýndan baþkasýna soy (neseb) iddiâsýna kalkýþan soysuz, yahut efendisinden baþkasýna intisâba yeltenen nankör, Allah'ýn gazabýna, meleklerin lânetine ve bütün müslümanlarýn ilencine uðrasýn. Cenâb-ý Hak böylesi insanlarýn ne tevbelerini ne de adâlet ve þâhitliklerini kabûl eder.
Ashabým!
Allah'tan korkun, beþ vakit namazýnýzý kýlýn, Ramazan orucunuzu tutun, malýnýzýn zekatýný verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbýnýzýn Cennetine girersiniz.
Ey Nâs!
Yarýn beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbý kiram:
Allah'ýn dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkýyla yaptýn, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye þehadet ederiz, dediler.
Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek þehâdet parmaðýný göðe doðru kaldýrdý, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:
Þâhid ol Yâ Rab!
Þâhid ol Yâ Rab!
Þâhid ol Yâ Rab!
buyurdu.